Son dönemde sıkça tartışılan konulardan biri, çocuklar ne
zaman anaokulu, kreş’e başlamalı? Bu konuda her uzmanın farklı görüşünün olması
ailelerin aklını karıştırmaktadır.
Bence ilk doğum anından itibaren çocuğun annesi ile elinden
geldiğince birlikte vakit geçirmesi sağlıklı olacaktır. Bunun süresini
etkileyen çok etken var günümüzde. Ekonomik şartlar maalesef en etkin olanı. Bu
yüzden çocuk anne ile iki yıl geçirmeli, üç yıl geçirmeli, hatta dört yıl
birlikte evde vakit geçirmeli genellemesine girmeyeceğim. Bunun günümüzde
acımasızlık olduğunu düşünmekteyim. Hangi anne çocuğu ile vakit geçirmek
istemez? Neden bu vicdani eziyet çalışması?
Kültürden kültüre değişiklikleri unutuyoruz.
Geçen dönem 4.5
yaşında olup, kayıt döneminde, ‘oğlunuz ne kadar süredir okula gidiyor?’’
sorusuna annenin ‘’3 senedir okula gidiyor’’ cevabı ile şaşkınlık yaşamıştım.
Amerika’dan gelmişti aile ve 1.5 yaşında iken çocuğunu kreşe başlatmıştı. Burada bu
mevzu belki de anneliği sorgulamaya kadar giden sürecin başlangıcı olabilirdi.
O yüzden ben anneliği sorgulamadan, neyin daha sağlıklı olabileceğini, her
aileyi biricik ve tek kabul ederek yorumlamaya karar verdim.
A ailesinin değişkenleri ile B ailesinin değişkenleri
arasında dağlar kadar fark olacağından, genellemeler ve keskin yorumlamalardan
kaçınmaktayım bir süredir. Bunun herhangi bir fayda sağladığını da görmedim.
Bu değişkenlikleri göz ardı etmeden okul öncesi eğitim
yaşının aileden aileye değişkenlik gösterebileceğini unutmadan, eğer imkanlar uygunsa 24 aylıktan sonra başlanabileceğini düşünmekteyim. 36 ay’dan sonra ise çocuğun kesinlikle başlayabileceğini düşünmekteyim.
Çocuk artık bağımsız şekilde hayatına devam edebilen,
iletişimi kuvvetli, arkadaşlarıyla temas kurabilen, birey olarak var olan bir
kişi olmuştur. Bu kişi artık belirli saatleri rahatça ve mutlu olacak şekilde
Anaokulu’nda geçirebilecektir. Burada da elbette zorlanan çocuklar olacaktır ki
o zaman kişisel danışmanlık devreye girerek sorun çözülecektir.
Erken çocukluk eğitimi, sonunda bütün hayat boyu yolculuğun
temelini oluşturacak dönemdir. Verimli geçirilmesi sonucunda yolculuk çok daha
sağlıklı ilerleyecektir.
Şimdi uzun yıllar Anaokulu Öğretmenliği yapmış Vicki
Palmer’in, -yaklaşık 35 yıl- bir eğitimcinin, okul öncesi eğitimin 12 önemli
yararı yazısını okuyalım.
1.Toplumsallaşma:
Çocuğun ailesi dışındaki insanlarla güvenli bir çevrede
sosyalleşme becerisinin gelişmesi. Anne-babalar olarak, çocuklarımızı diğer
çocuklar iletişime geçmelerini ve kendi dostluk grupları oluşturmalarının
önemini bu dönemde anlıyoruz.
Çocuklarımıza utangaçlığın üstesinden gelmek ve özgüven
kazanmak için yardımcı olan bu işlemi ne kadar yoğun yaparsak o kadar iyi
olacaktır. Bunu önemsememek demek aslında sosyal gelişimlerini önemsememek
demektir.
2. İşbirliği Kavramı:
Çocuğun kalbine en çok sahip çıkan profesyonellerin
rehberliğinde, nasıl paylaşılacağını, nasıl işbirliği yapacağını, değiş tokuş
yapmanın ne olduğunu ve emniyetli bir öğrenme ortamında ikna etme becerilerinin
öğrenildiği dönemdir okul öncesi eğitim dönemi.
Kendi evinde kardeşiyle evde paylaşımda bulunmayan özellikle
ilk çocuk için önemlidir bu beceri gelişimi. Zor bir aşama olacaktır ama ne
kadar erken öğrenirse o kadar güzel olacaktır.
3.Bütüncül Gelişmeyi Teşvik:
Bir çocuğun duygusal, sosyal, fiziksel ve zihinsel gelişimi
için onlara ömür boyu hazırlanacak güçlü bir temelin oluşturulduğu beceri
aşamasıdır.
Erken çocukluk eğitimcileri, her bir çocuk için desteğin
gerekli olduğu alanları belirleyerek, bu çocukların programlarını buna göre
belirlerler ve etkinlikler ile desteklerler. Okul Öncesi çocuklar genellikle
yardımcı, kooperatif ve kapsayıcı oldukları için, bu konulardaki gelişimleri
oldukça önemlidir.
4. Hayat Boyu Öğrenme İçin Coşku:
Dersler, çocukları etkili öğrenciler olmaya teşvik edecek
eğlenceli ve heyecan verici bir şekilde verilmelidir. Şevkle ve hevesle
öğrenmeye susamaları gerekir. Eğitim sevgisi, okuma, öğrenme, keşfetme, doğayı
tanıma okul öncesi eğitimde kökleşmektedir.
5.Eğitimin Değerini Deneyim Yoluyla İletim:
Rol modeli olarak bir örnek belirleyerek ve gerçek
deneyimler sağlayarak öğrenme ve eğitimin değerini kavrayabilmesi gerekir. Anne
babalar her zaman bir çocuğun erken yaşta okul öncesi gezilerin, farklı
çevreleri görmenin farklı bir bakış açısı kazandırdığını bilmektedirler.
6. Saygı:
Başkalarına saygı duymayı öğretmek. Bu, insanlar ve eşyalar
ile sınırlı değildir. Aynı zamanda hem çok acil hem de küresel olarak tüm
çevreye saygı duymayı öğretmek.
Bu erdemi öğrenmek için, her şeyin paylaşıldığı, keyifli bir
okul öncesi ortam ve organik olarak öğretimin olduğu güzel bir yer önemlidir.
7.Takım Çalışması:
Ekip çalışmasının, başkalarının görüşlerine, dinleyiciliğine,
işbirliğine ve eşitliğe saygı gösterebilen bir okul öncesi dönem olması
önemlidir.
Birçok okul öncesi etkinlik, bu nedenle ekip çalışması etrafında
toplanmaktadır. Erken yaşta bir ekipte nasıl çalışacağını öğrenen bir kişi
nihai olarak daha sonra sosyal açıdan uyumlu olacak ve hayattan daha fazla zevk
alacaktır.
8.Esneklik:
Erken çocukluk eğitimcilerinin ve ebeveynlerinin mümkün
olduğunca erken çocuklukta direnç geliştirmeleri için birlikte çalışmaları
önemlidir. Açık beklentiler ve öngörülebilir sonuçlar ile tutarlı, güvenli ve
adil bir sosyal çevre yaratarak çocuklar kendilerini ve duygularını yönetme
becerilerini geliştirebilirler.
Bir öğretmenin, çocukların ilk elden deneyimler yoluyla
öğrenebilecekleri ortam sağlamak için yaptıkları iştir. Sıkıntılar, zorluklar
veya zaman zaman bir oyun kaybetmeler, bunlarla ve bunlardan daha büyük
zorluklarla başa çıkma stratejileri oluşturmak için bu dönem çok kritiktir.
9.Konsantrasyon:
Okul Öncesi dönemde, çocuklar yeni fırsatlar, yeni
arkadaşlıklar ve yeni ortamlar keşfetmek için her fırsatta araştırma yaparlar.
Zihinleri çok canlı ve yaratıcıdır.
Erken çocukluk öğretmenleri, bu yoğunluğu, dinleme,
yönergeleri takip etme, görevlere katılma ve konsantrasyonun kritik yaşam
becerisini geliştirmeye yönelik grup etkinliklerine katılma becerisi ile
dengelemeliler.
10.Sabır:
Her gün yetişkin olarak, sabrımızın test edildiği durumlarla
karşılaşabiliriz. Çocuklar, sabrı keşfedip, uygulayabilecekleri bir sürü sosyal
deneyime dahil olma fırsatına ihtiyaç duyarlar.
Örnekler, rol modelleme ve sosyal deneyimler yoluyla
öğreterek, çocuklara sabrı geliştirip sıralarını alma becerisini öğretiriz.
Okul öncesi dönemde bunu oyuncakla, oyunla yapmak çok daha kolaydır.
11. Güvenlik ve Benlik Saygısı:
Bu kritik. Güçlü bir refah duygusu, çocuklara yeteneklerini
ve ilgi alanlarını keşfetmeye teşvik edecek olan güven, iyimserlik ve benlik
saygısı sunar.
Diğer çocuklarla ve öğretmenlerle olumlu etkileşimler
kendilerini güvenli bir şekilde algılamalarını sağlayacak ve hayatları boyunca
durumlara ve sorunlara kendilerince güvenle yaklaşmalarını sağlayacaktır.
12.Çeşitliliğe Maruz Kalma:
Farklılığa ve çeşitliliğe önem vermek bir çocuğun erken
gelişiminde çok önemlidir. Erken çocukluk eğitimi, çocuklara farklılıkları
takdir etme ve kabul etme yönünde yardımcı olur ve toplum için çok yönlü
katkıda bulunur.
Çocukların, herkesin kendi kültür, inanç ve etnisite ile
kendi yolunda benzersiz ve özel olduğunu anlamaları önemlidir.
Özetle;
Anaokulu Eğitimi oyun oynamaktan ya da vakit geçirmekten çok
daha fazlasıdır. Okul Öncesi Eğitim’in temel eğitimsel faydaları somut
nitelilktedir. Bunun yanında çocukların çok yönlü birey olmaları konusu bizim
için çok değerlidir bu dönemde.
Lütfen çocuğunuzun bir ömür boyu sürdüreceği bu fırsattan
mahrum kalmasına izin vermeyin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder