12 Haziran 2018 Salı

GELECEĞİ ÇALINAN ÇOCUKLAR. ZEKA VE OKUL İLİŞKİSİ.


Size yakın zamanda değerlendirdiğim bir danışandan bahsetmek istiyorum. ( Ailenin izniyle, isim kullanmadan, toplumsal fayda amacıyla. )


İki sene önce 3.sınıfta okul/akademik güçlük yaşama nedeniyle aile bir hastaneden çocuk psikiyatrisi servisinden randevu almış, randevu sonucu değerlendirme test uygulaması istenmiş ve test sonucuna göre dikkat eksikliği sonucu ile ilaç tedavisine başlanmış. Ve başka bir destek açıklamasına gerek olmadığı düşünülmüş ki ekstra bir öneriye ihtiyaç duyulmamış.

( Not: Yazının bu kısmından sonra rakamları kullanacağım, insanlar zeka derken, bilgi edinim derken ne anlatıyorum net görsünler. )


Aile dikkat eksikliği ile yol alabilmek için 40 seanslık Berard Metodu ile bir sürece başlamışlar ve yüklü miktarda para ödemişler fakat herhangi bir geri dönüş alamamışlar.  Okul/Akademik anlamda bir süreç ilerleyememiş. ( Kurum ismini öğrenmek istemedim ama sıkıntı şu, aileye bunun sonunda sürecin garanti şekilde çözüleceği söylenmiş ve aile buna inanmış. Bu yöntem hakkında uygulama tecrübem yok, diğer çocuklarda nasıl geri dönüş sağlamakta bilmiyorum. ) Bunun yanında okulda etütler alındığından ama yine bir gelişme olmadığından bahsedildi.

Çocuk bu şekilde hayatına devam etmiş ve 5.sınıfa geldiğinde öğrenme alanında yaşanan güçlük daha da artarak devam etmiş, çocuk iyiden iyiye bocalamaya başlamış, düzey olarak arkadaşlarından uzaklaştığını hissettikçe kaygı düzeyi artmış ve akademik edinme gerçekleşmeme durumu ilerleyerek devam etmiş.

Aile bu nedenlerle Mentis’e başvurdu. 6.sınıfta bu süreç artık çocuğu iyice zorlayacak düşüncesi anne ve baba için de zorlayıcı bir konu olmuş. 3.sınıfta uygulanmış olan teste baktım ve çocuğun 84 zeka puanı aldığını ( Düşük Normal-Desteklenmesi Gereken ) gördüm. Teste göre çocuğun; kelime dağarcığı, analiz etme yeteneği, genel bilgi kapasitesi, problem çözme becerisi gibi önemli alanlarda eksikleri vardı. Hepsinden düşük değerler almış ya da düşük değerin sınırlarında gezmiş. Yani çocuğun okul deneyimi ile elde edeceği bilgileri elde edemediği, kelime dağarcığının zayıf olduğu, evde ve okulda kitap ile temas kurmadığı, problem anlama ve çözme becerilerinin yetersiz olduğu görülmekte. 

Özetle;

Bireysel olarak çocukla bir eğitimcinin bu konuları çalışması gerektiği, çalışılmazsa zaman içinde bu sorunların daha da büyüyeceği çok açık olarak görülmekte. Bunu aileye anlattığımda son iki senenin aynen böyle geçtiği, çocuğun okul konusunda daha da uzaklaştığını dinledim.

Yani, dikkat eksikliğinin yanında iki sene önce çocuğun bu bilgi edinememe probleminin de çalışılması gereken bir alan olduğu ama bunun atlandığı görülmüştür.

Ve testi yenilemeye karar verdim. Uygulamayı yaptım ve aradan geçen iki sene sonucunda çocuğun zeka puanı 76’ya düşmüş ( sınır zeka düzeyi ) olarak karşımıza çıktı. Çocuğun okuldan uzaklaşması iyiden iyiye gerçekleşmiş ve bilgi edinememe olayı artık iyice zeka sorunu olmaya doğru ilerlemeye başlamıştır.

Son olarak;

Biz hemen bireysel destek eğitimine başlamaya karar verdik. Öğretmen arkadaşımıza durumu anlattım, çocuğumuzun düzeyi belirlenerek süreci başlattık. Şöyle ki; çocuk bedenen 6.sınıfa geçmiş durumda ama zihnen hangi yaş düzeyinde ise oradan başlandı ve edinemediği alanlarla ilgili program dahilinde süreç başladı. Eğer bu sistemle gidilmezse bu çocuk iki, üç sene sonra 65-70 zeka puanı bandına geriler ve olay zihinsel yetersizlik olarak adlandırılır ve rapor çıkarılarak kaynaştırma öğrencisi olarak okul hayatına devam eder. İşte bu yüzden bu tarz sorunların çözüm noktası okul etüt saati, dershane değildir. Çünkü çocuk zaten zihnen o düzeyde değildir, düzeyinde olmayan şeyler ısrarla devam ettirilerek, hadi anla artık denmekte ama çocuğun zaten bunu başaramadığı için sorun yaşadığı unutulmakta.

Sürekli bahsettiğim, çocuk keşfi, çocuğun tanınması, zekanın önemi aslında bu örnekte yaşanan sorunları sürekli görmemle alakalı. O kadar çok geleceği çalınan çocuk var ki, buna artık izin vermememiz gerekiyor. 20 milyon öğrencinin olduğu bir ülkede bu şekilde kaybolan ne kadar çocuk vardır siz düşünün isterim.


Psk.Cihan Çelik