Sevgili anne
babalar,
Hepiniz
çocuklarınız için hayatın en güzel şekilde ilerlemesini istiyorsunuz. Çok mutlu
olmasını, hep gülmesini, hiç üzülmemesini temenni ediyorsunuz. Bunun olması
içinde, sizi sevmesi gerektiğini, asla sizin tarafınızdan reddedilmemesi
gerektiğini düşünüyorsunuz.
İşte burada
‘’sınır koyma’’ ya da ‘’sınır koymama’’ düşüncesi bir ikilem olarak karşınıza
çıkmaktadır. Öncelikle şunu belirtelim ki, sınır koymak çocuklar için kaygı
verici bir durum değildir; aksine sınır koymamak, belirsizlik çocuklar için
kaygı verici bir durumdur.
Yaşamda
sınırları net çizilmiş olan çocuklar sosyal hayatta kurallara uyum sağlamakta
zorlanmazlar. Hangi davranışın kabul gördüğünü, hangi davranışın ise kabul
görmediğini bilirler. Bu durum, bu çocuklar için büyük artıdır. Çocuk kuralları
daha önce anne ve babasının sayesinde deneyimlemiştir ve tecrübe etmiştir.
Aile içinde
sınırların konması ve uygulanması, bağların da güçlenmesi demektir. Aile içi
şiddet, tartışma, kavga vb. durumlar minimum seviyede görülür ki, çocuk bu
ortamdan olumlu olarak beslenir. Bu olumlu beslenme hayatını yaşamasını
kolaylaştırır.
Sınır
koymanın yanı sıra ÇOCUKLARDA YASAKLAR konusu da bu ara gündem olmuş
durumda.
Yasak
konusu; kültürden kültüre, aileden aileye değişen bir olgudur. Çocuğun her
heveslendiği şey için yasakla karşısına dikilmek sağlıklı bir yetiştirme tutumu
değildir. Birkaç günlük heves ve sonunda bırakılıp, unutulacak bir davranışı,
travmatik bir hale getirmek baya yanlış bir anne-baba tutumudur.
Burada
dikkat edilmesi gerek durum; çocuğun istediği ya da yapmak istediği şey ona
zarar verir mi? Ruhsal ve bedensel olarak sonuçları ne olur istediği şeyi
yapması sonucunda? Bu sorunun cevabı doğrultusunda tutum geliştirmek hem anne
baba için hem de çocuk için daha sağlıklı olacaktır. Ki her çocuk farklıdır,
her çocuk kendine özeldir. Bunu asla unutmamalıyız.
Bir aile
çocuğunun duvarları karalayıp, boyamasını istemez, bunu yasak olarak iletirken,
diğer aile çocuğun duvarları karalayıp, boyamasını çocuğun gelişimi için harika
bir olay olarak niteler ve çocuğuyla beraber duvarlara resimler yapar.
Bir aile 5
yaşında çocuğuna oje sürmeyi yasaklar bunu skandal olarak nitelerken, diğer
aile bunun bir oyun olduğunu düşünür ve çocuğuyla beraber parmaklara oje sürüp
eğlenir.
Özetlersem;
Çocuk
kim? Ve bu var olan çocuk
ruhsal-bedensel olarak ne durumda? Zihinsel olarak nerede bu çocuk? Ve aile
bunun ne kadar farkında?
Eğer çocuk
yetiştirmek bir ağaç sulamak gibi standart olsaydı bir tane kitap yazılır tüm
anne ve babalar o kitaptaki bilgileri uygulardı. Ama biliyoruz ki, yüzlerce
kitap, binlerce makale var çocuk yetiştirme konusunda.
Siz iyi bir
anne baba olmak istiyorsanız, sınırlar ve yasaklar konusunda çocuğunuzu çok iyi
tanıyın. Eğer çocuğunuzu çok iyi tanırsanız bu konularda hiç zorlanmadan süreci
ilerleteceksinizdir.
Sevgiler,